top of page
Yazarın fotoğrafıProf. Dr. Burhan Uslu

Kemiklerimiz ve Biz


Günümüzde 40-50 yaşlarında kemik ve eklem şikayetlerimiz nedeni ile birçoğumuz doktorlara müracaat ediyor ve belirli tetkikler sonrası bazılarımız ilaç tedavisine alınıyorlar. Kadınlarda herhalde medyanında etkisiyle 30-40 yaşlarında osteoporoz korkusu başlıyor. Peki ne yapalım da kemiklerimiz kuvvetli olsun. Belirli etmenler bizlerin elinde mi yoksa hepimiz belirli yaştan sonra ilaç tedavisine mahkum muyuz?

Kemiklerimiz vücudumuzun en önemli yapıtaşlarından birisidir ve ufak bir dikkat ve bakım ile hayat boyu sorun çıkarmayabilirler. Kemiğimizin sağlığı bozulduğunda, belirtiler yavaş ve sinsi olarak gelişir ve bu arada oluşan kemik kaybı ile kırık riski artar.

Osteoporoz ya da halk deyimi ile kemik erimesi kati olarak tedavi edilemez ve önleyici garantili bir tedavi yöntemi de mevcut değildir. Fakat siz bu rahatsızlığın başlangıcını geciktirebilir ya da şiddetini azaltabilirsiniz. Bazı etmenleri değiştirebilir bazılarını ise değiştiremezsiniz.

Bizim kontrolümüz dışında olan etmenleri şu şekilde sıralayabiliriz; Yaş: Erkek ve kadında yaşla birlikte kalsiyum emilmesi azalır. Cinsiyet: Menapoz ya da ameliyata bağlı östrojen azalması sonucu kadınlarda osteoporoz riski daha fazla olmaktadır. Irsi: Ailede osteoporoz varsa ,sizde olma risk daha fazladır. Vücut: Tip olarak, daha ince kemiği olanlarda, bu risk daha fazla olur. Hipertroidi gibi değişik rahatsızlıkları olanlarda yine osteoporoz riski fazladır.

Bunların yanında bizim kontrol edebileceğimiz etmenler mevcuttur. Bunlar; Kilo: Çok zayıf olanlarda ve yeterli gıda almayanlarda (Kalsiyum ve Vitamin D) risk daha fazla olur. Diyet: Yiyeceklerimizin çoğunlukla taze meyve ve yeşil sebzeler içermesini tercih etmeliyiz. Ekmekte beyaz yerine arpa, yulaf ,çavdar ve kepekli tercih edilmeli, portakal suyu ve peynir, yoğurt unutulmamalıdır.

Tuz: Tuzu daima azaltmamız gerekmektedir. 2005 yılında yapılan ve yayınlanan çalışmalarda, fazla tuzlu ve düşük kalsiyumlu gıda alan kız çocuklarında osteoporoz riskinin arttığı gösterilmiştir. Alkol: Az miktarlarda alınabilir fakat fazla tüketimi ile osteoporoz arasında bağlantı olduğu gösterilmiştir.

İlaçlar: kortizonlu ilaçlar astım, kronik akciğer hastalıklarında 6 ay ya da daha uzun süre kullanılırsa bunlar osteoporoza neden olabilirler. Alüminyum içeren antiasitler aynı zamanda kalsiyum emilimini etkilerler.

Güneş Işınları: Güneşe maruz kaldığımızda vücudumuz D vitamini yapar. En iyisi ellerin, kolların ve yüzün 10-15 dakikalık güneşle teması bu amaç için yeterlidir. Daha fazla güneşte kalmalar ciltte harabiyete yol açabilir.

Sigara: Uzun süreli içicilerde artmış kemik kaybı ve osteoporoz, buna bağlı kırıklar, diş ve dişeti problemleri erkek ve kadınlarda eşit oranda oluşur. Bu arada unutulmaması gereken husus sigaranın kalp hastalıklarının oluşumunda ilk sırayı aldığıdır.

Hareket kemiklerimiz için en gerekli hususlardan birisidir. Yürüyüş, koşu, dans, tırmanma bağları ve kemikleri kuvvetlendirir. Öncelikle doktorunuzla konuşup daha sonra size uygun egzersizlere başlamanız gerekir.

Düşük östrojen seviyesi her zaman osteoporozu göstermez. Düşük kilolarda düşük yağ oranlarına yetersiz beslenme riski artırır.

Kalsiyum emilmesi , kapalı kapı ve anahtar hikayesine benzer. Vitamin D anahtar vazifesi görerek kalsiyumun emilmesine ve kan dolaşımına karışmasına yardımcı olur. Vitamin D aynı zamanda böbrekten atılacak kalsiyumun geri emilmesine neden olur.

Peki Vitamin D en çok hangi gıdalarda bulunur derseniz; yumurta, tuzlusu balıkları ve karaciğerde fazladır. Piyasada satılan birçok kalsiyum destek ürünlerinin içinde Vitamin D bulunur.

Yapılan çalışmalarda günlük Vitamin D alınımı 400-800 İU olarak tayin edilmiştir. Bunun fazlası zararlıdır.

Kalsiyum alınımı ise 1-10 yaş arası çocuklarda 800mg/günde, erkeklerde ve menapoz öncesi ve sonrası kadınlarda 1000mg/gün, 11-24 yaş arası 1200mg/gün ve östrojen almayan hanımlarda menapoz sonrası 1500mg/gün, hamile ve yaşlılarda 1200-1500 mg/gün önerilir.

İlaçların yanı sıra günlük kalsiyum ihtiyacınızı besinlerden sağlayabilirsiniz. 1 bardak yağsız yoğurtta 425mg kalsiyum, 125-130 kalori ve 3-4 g yağ vardır. 1 bardak sütte 287 mg kalsiyum,160 kalori, 2-3 gr yağ vardır. Portakal suyunda 1 bardakta 330 mg kalsiyum, 120 kalori vardır. Kaşar peynirinde 300mg kalsiyum, 150 kalori, 3-5 gr yağ vardır. Brokolide 94mg kalsiyum, 50 kalori vardır. Sardalyada 325 mg kalsiyum, 180 kalori varken somonda 180 mg kalsiyum vardır.

Hepinize sağlıklı, bol güneşli günler dileği ile.

bottom of page